top of page
Ara

Sınırlara ihtiyacım var mı?

  • Yazarın fotoğrafı: Klinik Psikolog Azra Doğan
    Klinik Psikolog Azra Doğan
  • 29 Eyl 2024
  • 2 dakikada okunur


Hayatta bazen sınırları çizmek zor gelir. Sevdiklerimizle aramıza çizgiler koymak, kendimize “hayır” demek ya da başkalarının “hayır”larını duymak içimizde sıkışıklık yaratabilir. Peki, neden sınırlara ihtiyaç duyarız? Sınırlar, gerçekten gerekli mi? Gel, biraz buna bakalım.


Sınırlar, Kim Olduğumuza Dair İşaretlerdir


Sınırlar, bir duvar değil; aksine, varoluşumuzun ince çizgilerle belirlenmiş bir haritasıdır. Nerede bitip, nerede başladığımızı gösteren işaretlerdir. Geştalt bakış açısında, sınırlar temasın ve geri çekilmenin, yaşamın her anında nerede duracağımızı bilmemizin, kendi alanımıza sahip çıkmamızın bir parçasıdır. Sınırlar, “Bu benim” ve “Bu senin” diyebilmektir. Kendini korumanın, ihtiyaçlarına sahip çıkmanın ve diğerlerine de seninle sağlıklı bir ilişki kurabilme fırsatı tanımanın bir yoludur.



Sınır, Kendine Yakın Olmaktır


Bazen başkalarına yakın olmaya çalışırken kendimizden uzak düşeriz. Başkasının isteklerini yerine getirmek için kendi ihtiyaçlarımızı bir kenara bırakırız. Sınırlar burada devreye girer: Kendine yakın olabilmek için. Geştalt terapinin en güzel yanlarından biri, bizi “şimdi ve burada”ya, yani kendimize davet etmesidir. Sınırlarımız, başkalarının bizden beklediklerind



en çok, kendi isteklerimize kulak verebilmemizi sağlar. Bir şeyden rahatsız olduğunda bunu dile getirebilmek ya da bir şeyden keyif aldığında bunu yaşayabilmek, sınırlarımızın sağlıklı olduğunun göstergesidir.


Sınır Koymak, Kendini Sevmektir


Sınırlara ihtiyaç duyarız, çünkü sınırsız olduğumuzda yıpranırız. İstemediğimiz işleri kabul eder, sevmediğimiz şeylere “evet” der, kendi sınırlarımızı ihlal ederiz. Halbuki sınır koymak, kendine “Sen de varsın, senin de hislerin, düşüncelerin önemli” demektir. Geştalt terapide bu, kişinin sorumluluğunu üstlenmesi anlamına gelir. Bu sorumluluk, sadece başkalarına karşı değil, en çok da kendinedir. Sınır koymak, kendine değer vermektir. “Benim neye ihtiyacım var?” sorusunu sormak ve cevabını yaşamak, sınırlara duyulan ihtiyacı ortaya koyar.


Sınırlar, İlişkilerin Doğal Parçasıdır


Sınırlarımız, ilişkilerimizin sağlıklı kalmasını sağlar. Birine yakın olmak demek, sınırları yok saymak demek değildir; aksine, sağlıklı sınırlar daha derin ve gerçek bir yakınlığın temelidir. Biriyle temas etmek, kendi sınırlarını koruyarak ona yaklaşmakla mümkün olur. Geştalt terapide bu, temasın kalitesini artıran bir unsurdur. Sınırlar, başkalarıyla bağ kurarken kendimize de bağlı kalabilmemizi sağlar. İlişkilerde nerede duracağımızı, ne zaman yaklaşacağımızı ve ne zaman geri çekileceğimizi bilmek, içsel sınırlarımızın rehberliğinde olur.




Sınırlar, Beni Benden Korur


Bazen sınır koymak, başkalarından çok kendimize “dur” diyebilmektir. Zihnimizde dönen düşünceler, bitmek bilmeyen kaygılar, içimizdeki eleştirmen… Sınırlar, “Yeter” diyebildiğimiz noktalardır. Kendimize, başkalarına olduğundan daha sert olduğumuz anlarda, durup derin bir nefes alabilmemiz için bir alan yaratır. Sınırlar, hem dışımızla hem de içimizle kurduğumuz ilişkide dengeyi sağlar.


Sınır Koymaktan Korkma


Sınırlar, seni kısıtlamaz; seni sen yapar. Başkalarının sana yaklaşabileceği, senin de onlara güvenle ulaşabileceğin bir alan sunar. Koyduğun sınırlar, hayır demekten çekinmediğin, evet demekten korkmadığın anlarda seni destekler. Bazen “Ben buradayım ve böyleyim” demenin en dürüst yoludur. Çünkü sınırlara ihtiyaç duymak, insan olmanın bir parçasıdır.



 
 
 

Comentarios


  • Instagram
  • LinkedIn

©2019 by Azra Doğan. Proudly created with Wix.com

bottom of page